Bücher

Filter
Kind im Brunnen
„Kein Kind zurücklassen!“ ist das Prestigeobjekt von NRW-Ministerpräsidentin Hannelore Kraft (SPD) und Co. Doch wie läuft es für Kinder in NRW, die vom Jugendamt betreut werden? Ist es in fünf Jahren rot-grüner Regierung besser geworden? Zusammen mit einem erfahrenen Sozialarbeiter haben wir seit Monaten recherchiert. Die Ergebnisse haben den Umfang eines Buches angenommen. „Kind im Brunnen“ – Wir veröffentlichen die Inhalte des Buches als Serie über unsere Regionalredaktion CORRECTIV.RUHR. Hier können Sie das Buch zur Serie bestellen.

10,00 €*
Details
Schwarzbuch AfD 2.Auflage
Wir erklären in unserem Schwarzbuch AfD die Geschichte der rechten Populisten, erläutern ihre soziale Basis, zeigen ihre Köpfe, und was sie sagen, klären über die Finanziers der Populisten, ihre völkische Ideologie, ihre Unterstützer und die Medien der Neuen Rechten auf. Als Bonus machen wir einen Faktencheck der Themen der AfD. Autorinnen und Autoren : Marcus Bensmann, Justus von Daniels, Markus Grill, Ariel Hauptmeier, Camilla Kohrs, Marta Orosz, Tania Röttger

10,00 €*
Details
reden schreiben wirken (2. Auflage)
.... und ganz nebenbei ein besserer Mensch werden. Unser Autor Markus Franz gibt sich nicht mit eben wenig zufrieden. Er verlangt: strengen Sie sich an beim Stoffsammeln, Nachdenken und Schreiben. Seien Sie wahrhaftig, nur so werden Sie wahrgenommen. Wagen Sie, damit Sie wirken. Drücken Sie sich verständlich aus, statt elitär. Unterstehen Sie sich, zu langweilen. Und beherzigen Sie, dass Menschen an Menschen interessiert sind; schreiben und reden Sie also über sie. Markus Franz ist erfahrener Journalist, Redenschreiber - unter anderem für Kanzlerkandidat Peer Steinbrück - und Wort-Coach, wenn es diesen Job gibt. Sein Lehrbuch ist verdammt unterhaltsam und garantiert nicht, was Sie erwarten.

20,00 €*
Die Mafia in Deutschland
Kronzeugin Maria G. packt aus. – Eine Recherche von Maik Meuser, David Schraven, Wigbert Loer, Margherita Bettoni, Cecilia Anesi, Giulio Rubino Aufbauend auf Recherchen von CORRECTIV zur organisierten Kriminalität haben Reporter von CORRECTIV, RTL und Stern in einem großen Team enthüllt, wie sich die Mafia in Deutschland ausbreitet ohne auf allzu große Widerstände zu treffen. Das belegen Dutzende Ermittlungsakten von italienischen und deutschen Behörden, die wir ausgewertet haben. Einen sehr tiefen Einblick in die Mafia-Welt bietet die dramatische Lebensgeschichte von Maria G. (35), die wir über Monate begleitet haben. Sie geriet mit sechzehn in die Finger der 'Ndrangheta und ist eine ihrer wenigen weiblichen Kronzeugen. Hautnah berichtet sie vom Leben mit einem brutalen Mafioso und vom Versuch, ihre Kinder vor dem Clan zu schützen. Aus ihren Erlebnissen wird klar, woher die Clans ihre Macht beziehen und wie archaisch sie auch heute noch strukturiert sind. In verschiedenen Kapiteln beleuchten wir dann die illegalen Aktivitäten der Mafia. Wir porträtieren einen Mafia-Killer, berichten über Drogengeschäfte, Schwarzarbeit, Geldwäsche und Umsatzsteuerbetrug, in die Agrar- und Bau-Mafia verwickelt sind und die den Staat Milliarden kosten. Zuletzt veröffentlichen wir ein Verzeichnis mit 52 Clans der 'Ndrangheta. Wir zeigen, wo sie in Deutschland mit welchen Geschäften aufgefallen sind. Es ist das erste CORRECTIV-Buch mit einem anderen Verlag – wir haben mit Econ aus den Ullstein-Buchverlagen kooperiert. Autorinnen und Autoren: David Schraven, Maik Meuser, Wigbert Löer, Margherita Bettoni, Cecilia Anesi, Giulio Rubino

18,00 €*
Tutuklandik
Bu kitap, uzun volta seanslarında, sarı duvar manzarasında, koğuşun üst katının demir karyolasında, alt katta kaloriferin yanı başında tasarlandı. (...) En güzel kitapların en muhteşem manzaralara karşı yazıldığını zannetmeyin. Tersine... Bazen güzel manzaralar karşısında uyuşup tembelleşen hayal gücü, duvarla karşılaştı mı, ardını görmek hevesiyle havalanıyor. Duvara tırmanıyor. Bu da ona yetişmeye çalışan kalemi kamçılıyor. Zindan zemini kindarlık üretmeye müsait... Onu sabırla derine gömmek, onun yerine tevekkülün çelebiliğini koymak, masumiyetten güç almak gerekiyor. Masumiyetin sessiz bir gücü var. Karanlıktan korkmayan, sözünü sakınmayan, hiçbir kudretliye yaslanmayan, tehdit edilse de uslanmayan bir gücü var masumiyetin... (...) Ona güveniyorum. Bugüne dek defalarca yakın tarihimize ışık tutmuş olan Can Dündar, 2015 Kasım’ında hapse atıldığında basın özgürlüğü mücadelesinin ve tarihin bir öznesi haline geldi. Tutuklandık, sadece edebiyatın usta mahkûmlarına selam gönderen bir hapishane kitabı değil, yaşamakta olduğumuz döneme dair de “içeriden” bir tanıklık... 

15,00 €*
Demirkirat / Bir Demokrasinin Doğuşu
Nihayet karar günü geldi. O gün Yassıada’da son sözü Salim Başol söyleyecekti. Ancak Menderes sözü ona bırakmadı. Çocukluğundan beri hep ölümden korkmuş, hep ölümle savaşmış, hep ölümden dönmüştü. Ama şimdi Marmara’daki bu uzak adada ölümün artık kapısını çaldığını duyuyordu. Ölüm bu kadar yaklaşınca, bu kez kendini onun kollarına atmak istedi. Daha bir yıl önce Meclis kürsüsünde, “Sizi ben bile kurtaramam,” diyen İsmet Paşa acaba şimdi Menderes’i kurtarabilir miydi?İlk kez belgeselin DVD’sinin de olduğu bu kitapta, Türkiye’de demokrasiye geçişin ilk adımlarının atıldığı 1930’lardan 1960’taki ilk askerî müdahaleye kadar olan dönemin öyküsünü bulacaksınız. Türkiye’nin bu en tartışmalı döneminde yaşanan siyasi kavgaları, Demokrat Parti’nin doğuş, yükseliş ve çöküşünü, 27 Mayıs müdahalesinin gelişme sürecini ve iç pazarlıklarını, ilk defa bu süreçte rol almış kişilerin ve tanıkların anlatımlarıyla okuyacaksınız.---DVD Hediyeliyumuşak kapak sayfa numarası: 283 yazar: Can Dündar, Mehmet Ali Birand, Bülent Capli ortaya çıktı: 2016 ISBN: 978-975-07-3167-9

20,00 €*
Jeder pflegt allein
Wie es in deutschen Heimen wirklich zugeht – Eine Reportage von Daniel Drepper Pflege und Skandal scheinen untrennbar verbunden. Geschlagene und ans Bett gegurtete Großmütter. Verzweifelte Angehörige. Die Russen-Mafia. Was ist die gemeinsame Ursache all dieser Skandale? Was muss sich ändern, damit wir Pflege nicht mehr nur mit Vernachlässigung und Gewalt verbinden, sondern mit Freude und Geborgenheit? Für dieses Buch hat correctiv.org mehr als ein Jahr lang mit Hunderten Menschen gesprochen. Wir sind mit versteckter Kamera in Heime eingezogen. Wir haben Daten aller deutschen Pflegeheime ausgewertet und uns bislang geheime Untersuchungsberichte besorgt. Und wir sind einem Visionär begegnet. Einem Menschen, der zeigt: Gute Pflege ist möglich. Julia Saldenholz, Redaktionsleiterin 'Die Reportage' beim NDR sagt; „Ein gutes Pflegeheim zu finden, gehört für viele zu den größten Herausforderungen im Alter. Dieses Buch hilft dabei.“

20,00 €*
Details
Anka kusu
Erdal Bey’den en çok aklımda yer eden özellikler: Karşısındakinin mevkii, yaşı, unvanı ne olursa olsun herkese eşit ve bonkörce dağılan, samimi bir kibarlık... Oturduğu odadan bindiği arabaya, giydiği kıyafetten seçtiği sözcüklere değin uzanan, hayranlık uyandıran bir sadelik... Dünya literatürüne girmiş akademik çalışması için bile, “Aslında yeni bir şey değildi,” diyecek kadar özgüven yüklü bir tevazu... Artı güler yüz, çalışkanlık ve nüktedanlık... Bu “son söyleşisi”nde, onun kamuoyunun yakından bildiği bu özelliklerine ilaveten dünyaya, inanç sistemine, ölüme dair fikirleriyle tanışıp filozof yanını da keşfedeceksiniz. 12 Eylül siyaseti, işte böyle bir insanı veto etti. Siyasetin bugünkü kısırlığından yakınırken, unutmamamız gereken bir ayrıntı bu... Anka Kuşu, Can Dündar’ın Erdal İnönü’yle yaptığı nehir söyleşi. Aynı zamanda da, Erdal İnönü’yle yapılan son söyleşi... Çocuk gözüyle Ata­türk ve İsmet İnönü arasındaki ilişkiye tanık olmuş; İkinci Dün­ya Savaşı ve de­mokrasiye geçiş dönemini, darbeleri yaşamış; bi­lim­sel çalışmalarının ya­nı sıra çok kritik dönemlerde büyük üniver­sitelerde de­kanlık ve rektörlük gi­bi görevler üstlenmiş; siyasete atılarak Türk soluna önemli katkılar yap­mış kibar, sade, tevazu sahibi, nüktedan ve filozof Erdal İnönü, herkesin çok iyi tanıdığı, içten ve sade tavrıyla kendini an­latırken, tarih yazıyor.

10,00 €*
Karaoglan
Bülent Ecevit’i nasıl hatırlıyoruz bugün? Solu iktidara taşıyan dürüst siyasetçi, devletin güvenilir çınarı, politikaya zarafet ve tevazu katan şair olarak mı? Yoksa solun birliğini engelleyen inatçı, kuşkucu, yalnız lider diye mi? Acaba kaç kişi bir dönem dağlara taşlara adı yazılan “Karaoğlan” efsanesini biliyor? Tabandan zirveye çıkışın, zirveden cezaevine düşüşün, cezaevinden yeniden zirveye tırmanışın ve son olarak da sandıkta unutulup gidişin nedenleri sorgulanıyor mu? Türkiye, son elli yılına damgasını vuran bir lideri, bir cumhuriyet aydınını, ülkenin en kritik günlerinin kaptanını nasıl anımsıyor? Rıdvan Akar ile Can Dündar’ın ortak çalışmasının bu yeni baskısında, beş bölümlük Karaoğlan belgeselinin yanı sıra, Ecevit’in kendi sesinden şiirlerini ve Türkiye siyasetinde bir dönemin kapanışı anlamına gelen cenaze törenini de bulacaksınız.

10,00 €*
Yükselen Bir Deniz
31 Mart‘ta gericilerin üzerine Hareket Ordusu‘yla birlikte yürüyen genç yüzbaşı, siyah cilt beziyle kaplı küçük not defterinin kareli sayfalarına sabit kalemle şunları yazdı: “(...) Faziletli din âlimleri başımızın tacıdır. Fakat şahsi çıkarları ve adi menfaatleri için yalandan âlim kılığına bürünen birtakım hafiyeler ve çıkarcılar elbette kanun pençesinden kurtulamayacaklardır.” 16 Kasım 1916 gecesi Bitlis‘te öksürük nöbetinden uyuyamadığı bir gece Paris Âdetleri adlı bir aşk romanı okudu. Romanın kahramanı Sappho iki aşk arasında sıkışmış özgür bir kadındı. Romanı bitirdikten sonra günlüğüne şu notu düştü: “Kadınlarla bir arada bulunma, erkeklerin ahlakı, düşünceleri, duyguları üzerinde etki yapar.” Yükselen Bir Deniz, farklı bir Cumhuriyet kitabı...

20,00 €*
Lüsyen
Aşk adeta randevulaştı onlarla… 1912 baharında… Belçika’da… Biri Türk edebiyatının en büyük şairiydi, diğeri Brüksel’de üniversiteye hazırlanan bir öğrenci… Abdülhak Hâmid altmış yaşındaydı; Lüsyen on sekiz… Dünya, topyekün bir savaşa girmek üzereydi.  Osmanlı Sarayı’nın çatırdadığı dönemde Brüksel’den Londra’ya, Viyana’dan Budapeşte’ye, Venedik’ten İstanbul’a uzanan bir coğrafyada, tarihe nakşolmuş ama zamanla unutulmuş bir ilişki yaşadılar. Atatürk, dans etti Lüsyen’le… Tevfik Fikret ona edebiyat dersi verdi. İnönü, evlerinde satranç oynadı. Nâzım Hikmet, sofralarında yemek yedi. Kimler yok ki, bu romanın sayfaları arasında. Mehmed Âkif’ten Victor Hugo’ya, Damat Ferid’den Oscar Wilde’a, Yahya Kemal’den Hindenburg’a, Necip Fazıl’dan Karındeşen Jack’e, Sultan Abdülmecid’den Namık Kemal’e, Sultan Reşad’dan  Talat Paşa’ya, geçen asrın en ünlü portreleri… Ve onların arasında, bir çağ yangınının tam ortasında yaşanmış inanılmaz bir aşk hikâyesi…  544 Sayfa

10,00 €*
Abim Deniz
“Bu kitapta Deniz’in durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden Gezi Direnişi patladığında AKM’nin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız.” Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar, mektuplar ve belgeler, Can Dündar’ın deneyimli gazeteciliği ve Deniz’in yıllarca sessiz kalan kardeşi Hamdi Gezmiş’in tanıklığıyla birlikte ilk defa bu kitapta gün yüzüne çıkıyor.Devrim ideali peşinde fedakârca koşturmuş bir kuşağı ve dönemin siyasi atmosferini ortaya koyan Abim Deniz Denizlerin “onurlu ve cesur” duruşlarına içten bir selam…

20,00 €*
BIRAND Bir Ömür, Ardina Bakmadan
Bundan kırk sene önce, dış haberleriyle Türkiye’ye Avrupa’nın gün­demini getirdi; 32. Gün’le, yaklaşık otuz senedir siyasetin nabzını tutuyor.  Yazdığı kitaplarla, çektiği belgesellerle yakın tarihimize ay­na tuttu. Tabuları yıkarak Abdullah Öcalan ve M. Ali Ağca’yla; Thatcher, Mitterrand, Ara­fat gibi ya­şadıkları döneme damgasını vurmuş politikacılarla röportajlar yaptı.  Haber programları, otuz beş yılı bulan köşe yazarlığı, araştırmalar... Kazandığı sayısız ödül ve adının üstünde kopan fırtınalar... O hâlâ zirvede; en çok izlenen haber bülteninin anchorman’i olarak hemen her gün milyonların karşısına çıkıyor. Ancak çok azı, ekrandaki adamın ardındaki hikâyeyi bilir. Bebek yaşta babasız kal­dığını; talihsiz bir kaza sonucu, çocukluğunu ve gençliğini ameliyatlarla geçirdiğini; zorluklar içinde büyüyerek kendini yoktan var ettiğini... Defalarca mayınlı tarlada iler­lediği hayatında, son olarak ölümcül hastalığına karşı görkemli bir mücadele verdiğini. Görkemli... Zira Birand kaybetmeyi de kazanmayı da, başarısızlığı da başarıyı da bil­meyen biri aslında. Onun tek bildiği ilerlemek, devam etmek; yeni olanı, yapılmamışı yapmak... Her şeye rağmen, ayakta durabildiği müddetçe, kemoterapi odasında bile... “Kitabı, sadece her gece ekrandan evlerinize konuk ettiğiniz bir ismin bilinmeyen dünyasını ele veren bir biyografi olarak değil, aynı zamanda zorluklar içinde yetişen bir insanın hayatla baş etme, zirveye yürüme yolculuğu ve ‘Türkiye’de gazetecilik kılavuzu’ olarak da ibretle okuyacağınızı umuyorum,” diyor Can Dündar, Birand / Bir Ömür, Ardına Bakmadan kitabının önsözünde. Ve onun çeyrek asırlık çalışma arkadaşı, meslektaşı ve her şeyden önce, bir “yazar” olarak, “ardına bakmadan” yaşanmış bu sıra dışı hayatın hakkını fazlasıyla veriyor. 

20,00 €*
Yakamdaki Yüzler
Kabirlerine attığımız, toprak değildir sanki; un ufak olmuş hatıralarımızdır. Hayat, verdiklerini geri almış, kahramanlarımızı karanlık bir ormana salmıştır. Bizi biz yapan yapıtaşları zamansız çekilmiştir altımızdan... Sarsılırız. Kahramanlarımız, karanlık ormana gittiklerinde bile, okuttukları her öğrencide, tiratlarını anımsayan her seyircide, her kitapta, her okurda, her hafızada milyonlarca ses, söz, satır halinde yaşamaya devam eder. Can Dündar, Yakamdaki Yüzler’de gerek belleğimizde gerek tarihimizde yer etmiş, gerçeğin sözcüsü, sağduyunun sesi olmuş, sanatı, siyaseti ve yaratıcılığıyla bu ülkenin simgesi haline gelmiş kahramanlarımızın ardın­dan yazdığı yazıları bir araya getiriyor. Zamanın amansız seyrine ya da bu topraklarda yaşamanın ağır ve zalim bedeline baş kaldırarak, unu­tuşa isyan ederek, acıyla yakamıza iğnelediğimiz suretlerin yüzünü çıka­rıyor kalemiyle.  Aziz Nesin’den Atillâ İlhan’a, Bülent Ecevit’ten Ahmet Taner Kışlalı’ya, Barış Manço’dan Ahmet Kaya’ya, Can Yücel’den Meral Okay’a sanat, siyaset ve kültür dünyamızın yapıtaşları konumundaki bu kişilerin ha­yat­larından önemli kareler, anılar ve arkalarında bıraktıkları izler, Can Dün­dar’ın belgeselci, gazeteci ve yazar kimliğinin süzgecinden geçerek bel­leğimizde yeniden hayat buluyor.

10,00 €*
Canim Erdalim Sevgili Babacigim
Karton kapak mit 294 Seiten İsmet İnönü ile Erdal İnönü’nün mektuplaşmalarından oluşan bir kitap. 1947’de fizik okumak üzere Amerika’ya giden Erdal İnönü gördüğü, yaşadığı her şeyi, babasına anlatıyor. O dönemde Türkiye’de ve dünyada yaşananlar da bu mektuplara yansıyor. Tarihimizde derin izler bırakmış baba-oğulun mektuplarına fotoğraflar, kartpostallar, döneme ait gazeteler, çeşitli belgeler eşlik ediyor.

10,00 €*
Lebenslang für die Wahrheit
Can Dündar erzählt die ganze Geschichte von der Entdeckung der geheimen Waffenlieferungen über die Entscheidung, das belastende Filmmaterial zu veröffentlichen, bis zu den Ereignissen, die der Veröffentlichung folgten: Die Drohungen, die er und die Redaktion erhalten haben, die Angst vor Terroranschlägen, seine Zeit in Einzelhaft. Dündars Aufzeichnungen aus dem Gefängnis zeigen, dass sein Widerstand ungebrochen ist und er nicht aufgeben wird im Kampf für Presse- und Meinungsfreiheit. Im November 2015 werden Can Dündar, Chefredakteur der regierungskritischen Tageszeitung »Cumhuriyet«, und Erdem Gül, Hauptstadtkorrespondent, verhaftet. Die türkische Staatsanwaltschaft wirft ihnen Spionage und Verrat von Staatsgeheimnissen vor, Staatspräsident Erdogan stellt persönlich Strafanzeige und fordert lebenslange Haft. Hintergrund ist ihre Berichterstattung über Waffenlieferungen des türkischen Geheimdienstes an syrische Extremisten. Nach drei Monaten kommen die Journalisten vorläufig frei. Anfang Mai beginnt der Prozess: Dündar wird zu sechs, Gül zu fünf Jahren Gefängnis verurteilt; das Urteil ist noch nicht rechtskräftig.

22,00 €*
DER BEEINFLUSSUNGSAPPARAT
Wie Massenmedien funktionieren, wie sie unsere Gesellschaft manipulieren und wie wir dazu beitragen. In ihrem Comic-Manifest gehen die New Yorker Autorin Brooke Gladstone und Zeichner Josh Neufeld der Frage nach, was Zeitungen, Fernsehen, Radio ausmacht und wie das Internet alles durchrüttelt. Dabei liefern sie überraschende Einsichten in die Gesellschaft und finden dabei Erklärungen, wie Menschen auf so Verschwörungstheorien wie etwa die angebliche "Lügenpresse" kommen. DER BEEINFLUSSUNGSAPPARAT ist ein New York Times Bestseller, den wir von CORRECTIV ins Deutsche übersetzt haben. In einem Nachwort geht David Schraven auf Besonderheiten in der deutschen Medienlandschaft ein.  Stefan Plöchinger aus der Chefredaktion der Süddeutschen Zeitung sagt: „Wer kurz mal kritisch über den Zustand des Journalismus nachdenken will, der sollte diesen wunderbar kurzweiligen Comic lesen.“ Stephen Colbert sagt: "Ein großartiges Buch".  

20,00 €*
Details
Tipp
Lust auf Lokal – das Handbuch für Community-Journalismus
Dem Lokaljournalismus geht es nicht gut. Verlage kämpfen seit Jahren mit Anzeigenverlusten, die Arbeitsbelastung nimmt kontinuierlich zu, immer mehr Redaktionen werden dichtgemacht. Dabei ist gerade Lokaljournalismus wichtig für unsere Demokratie.  Community-Journalismus kann ein Weg raus aus diesem Dilemma sein. Kleine, unabhängige Lokalredaktionen, die ihre Inhalte zusammen mit der Community entwickeln, wieder auf die Menschen zugehen und sie einladen, ihre unmittelbare Umgebung mitzugestalten.  Wie können wir die Community in unsere Recherchen einbinden? Wie bringen wir die Menschen dazu, uns auch finanziell zu unterstützen? Wie sieht ein diversifiziertes Geschäftsmodell aus? Und warum ist Marketing so wichtig für den Erfolg? Diese und viele weitere Fragen beantwortet dieses Buch, ergänzt durch Tipps und Best-Practice-Beispiele der Pioniere der Branche. Aufgaben am Ende jedes Kapitels bringen Gründende außerdem Schritt für Schritt ihrem Ziel näher, mittel- und langfristig erfolgreich zu sein.  Dieses Handbuch ist eine konkrete Handreichungen und soll allen kommenden Gründenden Mut machen. Denn: Unsere Demokratie braucht mehr Lust auf Lokaljournalismus. 

15,00 €*
Büyülü Fener
Sonra birden bir gonk sesi yırtar karanlığı... Uzak bir fenerin ışığı aydınlanır önünüz sıra... Gözbebeklerinizi o ışığa kilitler, gözkapaklarınızı kırpmadan o ışığın çağrısına koşarsınız. Sisler dağılmaya başlar yavaş yavaş... Neşeli gece kelebekleri gibi ışığına yöneldiğiniz büyülü fener, rengârenk vaatlerle sizi kendine çeker. Neler yoktur ki, fenerden yansıyan ışığın huzmesinde: Küçük mutluluklar... Büyük sevdalar... Tutkulu aşklar... Buğulu gözler... Hasret ve saadet öyküleri... Gerçek hayattan devşirilmiş tatlı hayaller... O an, ne yalnızlığınız kalır ne kayıplığınız... Büyülü Fener’de anlatılanlar sinemaya dair olsa da Can Dündar’ın kalemi, be­yaz­perdeyi kaldırıp filmlerin devamını siyasetin arka sokaklarında arı­yor. Ör­neğin Othello filmi üze­rinden Ankara’daki koltuk çekişmelerini, Holly­wood üzerinden Amerika’nın yeni imaj politikalarını, Yüzüklerin Efen­disi’nden hareketle tarihimizde o iktidar yüzüğünü takıp çıkaramayanları yorumluyor. Gece Yarısı Ekspre­si’nin yarattığı travmayı, “elimize geç ulaşmış bir dost mektubu” olarak tanımladığı Yol’un Türkiyesi’ni anlatıyor. Masumiyet, Bir Zamanlar Anadolu gibi yakın zamanların önemli filmlerine ait değer­len­dirmelere, belleğimizde yer etmiş sinema mekânlarına, si­ne­manın unu­tulmaz simalarının portre­lerine de yer veriliyor Büyülü Fe­ner’de...  Kısacası filmlere kendi ışığını düşürüyor Can Dündar; o büyülü karelerden hayata, tarihe ve gizli saklı köşelerimize bakarak daha önce farkına var­madığımız renklere dikkatimizi çekiyor...  198 Sayfa

10,00 €*
BOOKZINE #4 – ZIELE
Im vierten CORRECTIV-Bookzine geht um Ziele. Deine, Unsere. Wir haben investigative Recherchen kombiniert mit aufwändigen Illustrationen. Wir sind in weit entfernte Dörfer Nordafrikas gezogen und in das brandenburgische Flachland. Wir haben zugeschaut wie der Hippietraum in der Caribik zerbricht und wie Väter ihre Söhne an die Waffen führen. Wir haben dem Meer nachgespürt und dem Kohlendioxid. Wir sind der Frage nachgegangen, welche Vorurteile in der Medienbranche gepflegt werden und was das mit uns allen zu tun hat. Dass alles haben wir für Euch aufbereitet: auf über 200 anzeigenfreien Seiten im Hardcover. Schaut es Euch an. Mitglieder bekommen das Bookzine kostenlos. Wer Mitglied werden will, kann jederzeit auf den Link klicken. -- https://www.correctiv.org/mitglied-werden/ --

15,00 €*
Uzaklar
Nasıl da davetkâr bir isim Uzak­lar... Bu teknenin adı sizin de ru­hunuzun yelkenlerini şişirmiyor mu? Sizin de aklınızı çelmiyor mu bu ismin sihirli çağrısı?.. Tuzaklarla dolu olsa da uzakların sesine kulak ve­rip açılmak ve hiç arkaya bakmadan yepyeni bir haya­ta doğru yelken açmak fikri, sizin kafanızı da saç diplerinizi acıtırcasına çekiştirmi­yor mu? Uzaklarda bir yerlerde, açık denizlerde farklı bir yaşam olduğunu bilerek yaşa­mak, sizin de yüreğinizi burkmuyor mu? Can Dündar, Uzaklar’da gezi yazılarını bir araya getiriyor. Ancak klasik bir gezi kitabından çok farklı bir kitap bu; yazar kimi zaman günlük koş­tur­ma­lardan kaçıp yanı başındaki bir kıyı kasabasında geçirdiği günü an­la­tıyor, kimi zaman dünyanın öteki ucuna gidip, orada yaşayanların göz­le­riyle ba­kıyor günlük yaşantımıza... Hamburger ilanlarıyla bezenmiş Çin’den dümenini turizme kırmış sosyalist Küba’ya, Kont Drakula’nın “satılık” şatosundan Harry Potter’ın filmlerine mekân olmuş Oxford’a, yeşil karıncaların düş gördüğü Avustralya’dan Pe­tersburg’un beyaz gecelerine ve daha nice yerlere uza­nıyor Can Dündar... Anılar, tanıklıklar, tarihî ya da güncel bilgiler eşliğinde uzaklardaki yakını, yanı başımızdaki uzakları getiriyor kapımıza.  Dünyaya onun gözüyle bir kere daha bakabilmek güzel...

10,00 €*
Benim Gencligim
Karamsardı gençler, umutsuzdu. Dünyaya ilgisiz değillerdi belki, deli kanlarının isyanıyla oluşmuş bir itirazları vardı; ama itiraz ettikleri şeye nasıl müdahale edeceklerini, onu nasıl değiştireceklerini bilmiyorlardı. Baskı altında dağıtılmış, yapayalnız bırakılmışlardı. Da­ha da kötüsü geleceğe inançları yok olmuştu; ütopyasızlardı. Can Dündar kendi gençliğine dair hüzünlü ya da eğlenceli anılardan ya­şanmış trajedilere uzanarak, bakış açısını genişlettikçe genişleterek ade­ta bu ülke gençliğinin bir röntgenini çekti Benim Gençliğim’de. “Hazır ol”la terbiye olan kuşakları, içinden tankların geçtiği hayatları, örgütlerin, par­tilerin ya da umut dolu bir idealin peşinde harap olan, kendi seçimlerini yaşayamamış, yaşamışsa da bedellerini ağır ödemiş nesilleri anlattı.  Günümüz gençliğine ayna oldu... Özgür üniversite ya da parasız eğitim istediği için geleceği elinden alınanları, piyasa ekonomisinin güdümü al­tında idealleriyle birlikte mutluluğundan da olanları, bir sınavla adeta sırat köprüsü üzerinde yürümeye zorlananları ve protesto eylemlerine internet üzerinden katılan kuşakları anlattı.  Kısacası sokaktan toplanıp götürülen gençlikten, sokağı elinden alınarak tenhalaşan bir hayata zorlanan gençliğe geçişin izini sürdü, Can Dündar; kendi geçmişinin dokunaklı çetelesini, günümüz gençliğinin sorunlarıyla bağlayarak bir çeşit “duygusal tarih” yazdı aslında.   Zaman denilen denizin ya da iktidarların sindirmeye çalıştığı gençliğimizin ayak izlerinin peşine düştü, hafızalarımızı tazeleyerek.   Bir umut, yeniden canlanmamız için...

10,00 €*
Identität: Das Eigene, Das Andere und das Fremde
Dieser Band zum Thema "Identität" basiert auf der Tradition der Verlagskolloquien des Verlags Die Blaue Eule und verdankt seine Existenz der Kooperationsbereitschaft von CORRECTIV und David Schraven. "Es war die Synthese zwischen der alten Tradition des Wissenschaftsverlegers und dem neuen Ansatz von CORRECTIV, der dieses Experiment ermöglichte, im November 2019 das Kolloquium in die Akazienallee zu holen" so Marcus Bensmann im Vorwort. Von verschiedenen Fachrichtungen ausgehend, wird das Thema beleuchtet und wir hoffen, wie Werner Hohmann seine Begrüßung abschloss: "... mit Ihnen auf eine ergänzende ´Große Identität`, die auch über den heutigen Tag hinausgreift und die die Freude am eigenen Sein und den individuellen Seins-Möglichkeiten ergänzt und erfahrungswerter, sowie realitätsgeprüfter macht." Herausgeber: Werner L. Hohmann, David Schraven

10,00 €*
Yildizlar
Onlar ahir zaman suretleri... Günümüzün şöhretleri... Kimini puslu bir camın ardında gördüm, Kimini bir kâhin küresinin aynasından... Kimiyle bir golf arabasında, Kimiyle motosiklet selesinde konuştum, Kimiyle dertleştim sabaha kadar, Kimini gıyabında çekiştirdim. Bir samanyoluydu baktığım; Kimi yıldız yeni yeni parlıyordu, Kimi kayıp gitmişti bile... Çoğu, en parlak döneminde Yansıdı kitaba, Asıl önemlisi, Türkiye’nin bir başka yüzünü gördüm, her baktığımda yıldızda...

20,00 €*